İsviçre Türk Toplumunun Değerli Üyeleri,
Saygıdeğer Vatandaşlarımız, Kıymetli Gençler,
Hanımefendiler, Beyefendiler,

Cumhuriyetimizin kurucusu, Ulu Önder Atatürk’ü, aramızdan ayrılışının ve ebediyete intikalinin 84. yılında anmak üzere toplanmış bulunuyoruz. Hepinize hoş geldiniz diyorum.

Gazi Mustafa Kemal, son nefesine kadar ülkesine ve milletine hizmet aşkıyla yaşamış, ileri görüşlülüğü ve milletine olan inancıyla tüm dünyaya örnek olmuş bir devlet adamı, ayrıca fikir ve eserleriyle yaşadığı dönemin çok ötesine damgasını vurmuş dünyanın ender yetiştirdiği bir liderdir.

Atatürk gibi tüm dünya siyasetini ve tarihini etkilemiş büyük bir liderin ölümü, dünyanın her yerinde gazetecilerden siyasilere, yazarlardan tarihçilere her mecrada büyük yankı uyandırmıştır.

Yıllarca savaştığı ülkelerin yöneticileri dahi, ölümünden sonra yayınladıkları mesajlarda Atatürk’ün dehasına ve bıraktığı esere olan saygı ve hayranlıklarını dile getirmişlerdir. Örneğin dönemin İngiltere Başbakanı Lloyd Georg, “Savaşta Türkiye’yi kurtaran, savaştan sonra da Türk ulusunu yeniden dirilten Atatürk’ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de büyük kayıptır. Halkın her sınıfının onun ardından döktükleri içten gözyaşları, bu büyük kahramana ve modern Türkiye’nin Ata’sına layık bir tezahürden başka bir şey değildir” demiştir.

Fransız L’illustration dergisi onun için “Kendisinin büyüklüğü, eseri olan yeni Türkiye’ye bakılarak bugünden ölçülebilir. Çelik gibi azim ve gayreti, uzağı gören akıl ve hikmetle birleşmiş olan bu gerçek halk önderi ve devlet adamı, Anadolu’nun en uzak ve en ıssız köylerine bile başka bir ruh aşılamıştır” ifadelerini kullanmıştır.

Türkiye Cumhuriyetinin ilk Bern Büyükelçisi, aynı zamanda Türk edebiyatının önemli yazarlardan Yakup Kadri “Atatürk yeryüzünün bütün mazlum ve mağdur milletlerine kalk borusu çalan ve onlara tam kurtuluş yolu gösteren bir hürriyet ve istiklal örneğidir.” demiştir.

Onun bu sözleri Hint Parlamento Başkanı Kripalani’nin, “Atatürk yalnız Türk Milletinin değil, özgürlüğü uğruna savaşan bütün milletlerin önderiydi. Siz onun direktifleri altında bağımsızlığınıza kavuştunuz, biz de o yoldan yürüyerek özgürlüğümüze kavuştuk” sözleriyle mükemmel biçimde somutlaşmıştır.

Değerli Konuklar,
Atatürk’ün kısa ve özverili hayatına sığdırdığı üstün başarıları, sadece ülkemizde değil bütün dünyada takdir toplamıştır. Tüm dünyada ona duyulan saygı ve sevgi, hakkında söylenen sözler, yazılan kitaplar ve şiirlerle sınırlı kalmamıştır. Dünyada Avustralya’dan Küba’ya, Meksika’dan Yeni Delhi’ye 35 ülkede heykeli olan, 120 caddeye ve 35 meydana adı verilen tek dünya lideridir Atatürk.

Belki her yüz yılda bir dünyaya gelen böylesi bir liderin bizim ulusumuza doğmuş olması, bize büyük bir gurur vermekte, ancak aynı zamanda ona layık nesiller yetiştirmek ve eserini, ilkelerini yaşatmak konusunda omuzlarımıza büyük bir sorumluluk yüklüyor.

Elbette üzüntülüyüz, ancak bugünü keder ve hüzünle anmak yerine, eserlerine sahip çıkarak, bize, özellikle gençlerimize emanet ettiği güzel ülkemizi koruyarak, geliştirerek, güçlendirerek gelecek nesillere teslim etmek boynumuzun borcudur.

Bugün ülkemizden binlerce kilometre uzakta, aramızdan ayrılışından 84 yıl sonra bile, yolumuzu aydınlatan ışık, onun fikirleri, düşünceleri ve ilkeleri olmaya devam ediyor.

Bu duygu ve düşüncelerle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve tüm silah arkadaşlarını, rahmet, minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.

Törenimize katıldığınız için sizlere bir kez daha teşekkür ediyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.